Nöromüsküler Yorgunluk Fizyolojisi
SPOR VE SAĞLIK
Sabri Gerger
2/24/20253 min oku


Fizyolojik olarak yorgunluğun en dikkat çeken kısmı tartışmasız nöromüsküler yorgunluktur. Farklı koşullarda oluşan yorgunluğun sinir sisteminin bir fonksiyonu olan kas liflerini uyarma işlevini gerçekleştirememesinden kaynaklanabileceğinden sıkça bahsedilmektedir.
Kas lif zarını aktive etmek için sinir uyarısı nöromüsküler bağlantı boyunca iletilir ve kas lifinde sarkoplazmik retikulumun ca2+ salmasına neden olur. Daha sonra salınan ca2+ uyarılma-kasılma eşleşmesi olarak adlandırılan bir süreç olan kas kasılmasını başlatmak için troponin ile bağlanır. Kas lifinde kasılma sürecini olumsuz etkileyerek yorgunluğa katkıda bulunan birçok olası nöral mekanizmadan ikisi periferik ve merkezi olarak incelenmektedir.
NÖRAL TRANSMİSYON
Yorgunluk nöromüsküler kavşakta oluşarak kas hücresi zarına sinir uyarılarının iletimini önler. Yapılan çalışmalar yorgunluğun oluştuğu kaslarda sinir uyarılarındaki iletiminin yeterince gerçekleşmediğini net olarak vurgular. Sinir iletimindeki yetersizlik süreci aşağıdakilerin bir veya birkaçını içerebilir.
· Sinir uyarısının motor sinirden kas hücresi zarına ileten bir nörotransmitter olan asetilkolinin (ACh) salınımı veya sentezi azalmış olabilir. Buda yeterli ca2+ taşınımını olumsuz etkiler.
· Sinir uyarısını ilettikten sonra ACh’yi parçalayan enzim olan kolinesteraz, aksiyon potansiyelini başlatması için gereken konsantrasyonda ACh oluşumunu önleyecek şekilde aşırı aktif hale gelebilir.
· Kolinesteraz aktivitesi, kas gevşemesini etkileyecek şekilde inhibe olduğunda ACh’nin aşırı birikimine neden olabilir.
· Kas lif zarı motor nöronlar tarafından uyarılmak için daha yüksek bir eşik geliştirebilir.
· Potasyum kas kasılması sırasında hücre içi boşluğu terkederek zar potansiyelini dinlenik değerin yarısına düşürebilir ve yeterli uyarı sağlanamaz.
Burada periferal yorgunluğu tartıştık….
MERKEZİ SİNİR SİTEMİ
İskelet kaslarının kasılmaya katılımı, kısmen beyin tarafından bilinçli veya bilinçaltı kontrolüne bağlıdır. Periferal yorgunluğa alternatif ve merkezi yönetim teorisi olarak adlandırılan bir diğer teori beyinde, homeostazı korumak ve dokulara zarar verebilen ya da yaşamı tehdit edebilecek düzeydeki olaylara yol açan yüksek şiddetteki aktivitelerden korunmak için kasların güç üretimini düzenleyen bazı süreçlerin meydana geldiğini öne sürer. Merkezi yönetim egzersizi kas yorgunluğuna neden olacak düzeydeki kas lifi katılımını azaltarak sınırlar.
Genel olarak submaksimal egzersizin ardından oluşan yorgunluğun merkezi nöral faktörlerin azalmasından kaynaklanabileceğini, maksimal kasılmadaki azalmanın ise uyarılma-kasılma eşleşmesindeki değişiklerle ilişkili periferal faktörlerden kaynaklandığını göstermektedir.
Çoğu yorgunluk türünde MSS rol oynayabilir ve koruyucu bir mekanizma olarak egzersiz performansını sınırlayabilir. Ancak bir sporcuyu düşünelim egzersiz sırasında kasları neredeyse tükenmiş gibi göründüğü zaman; sözel destekleme, yüksek sesle uyarı, müzik gibi uyarılmalar kas kasılmasının gücünü artırabilir. Hatta motivasyonu kötü olan sporcular kasları fizyolojik olarak yorulmadan önce egzersizi bırakabilir. Bu sonuçları göz önünde bulundurduğumuzda MSS kesin olarak yüksek miktarda etkili olduğu anlaşılamamaktadır.
SABRİ GERGER




© 2025. All rights reserved.